Kararsızlık çok sinir bozucu bir şey ya. Aklım bir o yana
bir bu yana gidiyor tıpkı tenis topu gibi ama bir sonuca ulaşamıyorum. Sanki ikiye ayrılıyor. Bir tarafı
seçsem sanki diğer tarafım küsecekmiş gibi hissediyorum.
Acaba düşündüğüm şeyde mi bir hata var ki ben bu kadar
kararsız kalıyorum? Halbuki hayatım da her şey hep netti. Muallak olan hiç bir
şeyden hoşnut olmadığım için hep net olan şeylere yönelmişimdir. Ama bu sefer
ki neden kararsızlık?
Ya artık yaş büyüdüğü için bu kadar sıkıntı yaşıyorum ya
da gerçekten boşluktayım. İnandığın bütün dağlar yerle bir olunca artık tutunup
ta ayağa kalkabileceğin bir dal kalmıyor. Yıkılmasına karşı yine direnirdim ama
nedense içimde bir kıpırtı gelmiyor. İlk defa hayatımda mücadeleye karşı bir
direnç gelmiyor. Sanırım gerçekten umudumu kırmış olmalılar ki içimden mücadele etmek gelmiyor. Hep bu uğurda yaşadım bunu için çabaladım yıllarca. Şimdide olmayınca
bir boşlukta oluyor insan. Ve kendince çareler bulmaya çalışıyorsun ama seni
yeteri kadar tatmin etmiyor. Edecek başka şeylere yöneliyorsun yine ama yine
olmuyor, yine olmuyor. Bu sefer her telden çalmaya başlıyorsun. Ama insan bin
sürü işi aynı anda yapamaz ki... Bakalım benim işlerde ne zaman patlak verecek.
Bu işler pek
tutmaz ama tutacak bir şeyi sanki biliyorum. Aslında çocukluğumdan beri
istediğim bir şey var. Ama bunun için çaba ve sabır gerek. Gerçekten çok ama
çok istiyorum. Bunu isteyince bütün kararsızlık bitiyor. Ama onun için
gerçekten destek ve inanca ihtiyacım var. Karşılık bulur muyum? Belki de... Ama
o da o kadar uzakta ki insan sadece şu anda olmasını bekliyor.
Ya sabredip, çabalayıp o anın gelmesini bekleyeceğim. Ya
da bu buhranlı çölde kaybolup gideceğim. Düşün bakalım, daha ne kadar
düşüneceksin? Kürkçü dükkanı muhabbetine dönme de?
Yorumlar
Yorum Gönder