Günlerden
hastalık…
Boş
zamanları saat dilimi yerine kilometre hesabı yapsak mesela buradan arşa
değecek uzunlukta bence. Normalde yaparken zevk vermeyen ne varsa hastayken
cazip gelir hatta. Size olmuyor mu böyle? Bana oluyor. Benim kafamı kaldıracak
gücüm olmadığı için, sabahtan akşama kadar yatım. Bir süre sonra yatarken
yapabilecek tek şeyi yapmaya başladığımı fark ettim. Düşünmek!
Bugüne
kadar hayatıma giren kim varsa hepsiyle tek tek kavga ettim. Ne var ne yok her
şeyi söyleyip, sıradaki der gibiydim resmen. Ringe çıkmış kızgın boksör gibi
nakavt etmeden rakibime bırakmıyordum. Deşarj oldum kendi kendime, baya
eğlendim. Kavgalarımız bitip biraz zaman geçince fark ettim ki içimde bitmek
bilmeyen kavgalarım, içimden uğurlayamadığım misafirlerim varmış. Belki de kendi
kendime yaptığım geçici rahatlık hissi veren kavgamı onlarla yüz yüze
yapsaydım, bu kadar ağrımazdı başım, buğulu bakmazdı gözlerim…
İnsanları kırmamak uğruna verdiğimiz bu çaba,
içimize attığımız söylenmeyi bekleyen bir gün bir yerden gelip karşımıza
dikiliveriyor. Bizi biz yapan içimize attıklarımız mı yoksa söylediklerimiz mi
hala çözebilmiş değilim.
Nasıl anı
yaşarken ne olduğunu anlamıyorsak bu soruyu da hemen öyle yanıtlayamıyoruz.
Ancak ikisinden birini seçip ona göre yaşayıp yıllar sonra geçmişe dönüp bu
anları hatırlayınca anlayacağız.
Tek bildiğim her gece yatarken
vicdanın uyumana engel olmuyorsa, doğru yoldasındır. Yani umarım öyledir çünkü
ben başını yastığa koyduğu gibi uyuyanlardanım
Yorumlar
Yorum Gönder