Gizem ve aşk konulu olan bu kitap, 254 sayfadan oluşuyor.
Kahraman Tazeoğlu kitapları önceden okuduysanız eğer, her zaman yazdığı türden bir kitap. Ama bu kitap kaleme aldıklarından en iyisi bence.
Aşkı kendi kalbince dillendirmeye çalışan Kahraman Tazeoğlu, bu kitabıyla aşkı iyi hissettirmiş.
'Bir bedene tutularak aşık olunuyorsa daha güzel bir beden bir öncekini çöpe yollar. Sen bir insanı insanlığı için sevdin mi?'
Kaleminin hafifliği, insanı daha çabuk kitaba bağlıyor. Akıcı ve sempatik üslubuyla da bir çırpı da okuyorsunuz.
Hayatta sadece başarılarla ayakta kalınmadığını ve insanlığın daha önemli olduğunu vurguluyor.
Simru bazı şanslı(zengin) arkadaşı sayesinde hiç ulaşamayacağı bir şirkette işe başlar. Buna kendi bile inanamaz ve başarılı olmak için elinden geleni yapar. Ta ki o kötü güne kadar. Evinde yangın çıkar ve hayatı tamamen tersine döner. Hayatının berbat olduğunu düşünen Simru gerçekten de berbat mıdır hayatı? Bazen kötü düşündüğümüz şeylerin arkasında çok farklı güzellikler vardır göremediğimiz. Bakalım Simru görebilecek mi?
Kitap listenize almanız gereken sempatik kitaplardan biri.
-ARKA KAPAK-
Neden çıktın yine karşıma?
Tamamlayamadığın hangi vicdansızlığın için döndün? Geçmişim olmamıştın, şimdi geleceğim de olmak için mi geldin? Artık benim için bir 'fark etmez'sin. Fırtına da kaybolmuş bir yelkenli için rüzgarın nereden estiği önemli değildir. Geçti artık o günler... Mezarıma çiçekle gelmen, beni öldürmüş olduğun gerçeğini değiştirmiyor.
Sessiz çığlıklar vardır kalbimizin ve onları yalnızca Allah duyar. Senin duymadığın ve hiç bir zaman duymayacaklarından bahsediyorum. Umarım beni anlıyorsundur. Keşke biraz düşünebilseydin. Düşünmediğin için şimdi kalbin acıyor biliyor musun? Beynin düşünemediği her şeyin acısını kalp çeker. Düşünmek beyni acıtmaz ama düşünememek kalbi yorar.
Şu hayatın bize ne büyük darbesi beklediklerimizin hiç bir zaman gelmemesi, gelenlerin ise bizi hak etmemesidir. Bazı insanlar hiç başlamayan hayatlarının bitmesinden korkarlar... Neyi biriktirebilmişler ki kaybetsinler? Sende onlardansın bana göre. Elinde avucunda hiç bir şey kalmamış ama hala yitirmekten korkuyorsun. Kolların boşluğa alışmış ama benimle doldurmaya çalışıyorsun. Bitmişsin ama hiç başlamamış olduğunu anlayamamışsın.
Söylenmiş sözleri duymamışsın, şimdi söylenmemişleri dinliyorsun. Göremediğin şey şuydu: Ben sana hayatımı verdim sen onu balkasının çöpüne attın.
Bana gelince... İyiyim ben. Aşkta özgürlüğün tutsaklıkla başladığını ve aynı zamanda da hayatta aşktan daha önemli şeyler olduğunu öğrendim. Mesela insan olmak...
KEYİFLİ OKUMALAR...
Kahraman Tazeoğlu kitapları önceden okuduysanız eğer, her zaman yazdığı türden bir kitap. Ama bu kitap kaleme aldıklarından en iyisi bence.
Aşkı kendi kalbince dillendirmeye çalışan Kahraman Tazeoğlu, bu kitabıyla aşkı iyi hissettirmiş.
'Bir bedene tutularak aşık olunuyorsa daha güzel bir beden bir öncekini çöpe yollar. Sen bir insanı insanlığı için sevdin mi?'
Kaleminin hafifliği, insanı daha çabuk kitaba bağlıyor. Akıcı ve sempatik üslubuyla da bir çırpı da okuyorsunuz.
Hayatta sadece başarılarla ayakta kalınmadığını ve insanlığın daha önemli olduğunu vurguluyor.
Simru bazı şanslı(zengin) arkadaşı sayesinde hiç ulaşamayacağı bir şirkette işe başlar. Buna kendi bile inanamaz ve başarılı olmak için elinden geleni yapar. Ta ki o kötü güne kadar. Evinde yangın çıkar ve hayatı tamamen tersine döner. Hayatının berbat olduğunu düşünen Simru gerçekten de berbat mıdır hayatı? Bazen kötü düşündüğümüz şeylerin arkasında çok farklı güzellikler vardır göremediğimiz. Bakalım Simru görebilecek mi?
Kitap listenize almanız gereken sempatik kitaplardan biri.
-ARKA KAPAK-
Neden çıktın yine karşıma?
Tamamlayamadığın hangi vicdansızlığın için döndün? Geçmişim olmamıştın, şimdi geleceğim de olmak için mi geldin? Artık benim için bir 'fark etmez'sin. Fırtına da kaybolmuş bir yelkenli için rüzgarın nereden estiği önemli değildir. Geçti artık o günler... Mezarıma çiçekle gelmen, beni öldürmüş olduğun gerçeğini değiştirmiyor.
Sessiz çığlıklar vardır kalbimizin ve onları yalnızca Allah duyar. Senin duymadığın ve hiç bir zaman duymayacaklarından bahsediyorum. Umarım beni anlıyorsundur. Keşke biraz düşünebilseydin. Düşünmediğin için şimdi kalbin acıyor biliyor musun? Beynin düşünemediği her şeyin acısını kalp çeker. Düşünmek beyni acıtmaz ama düşünememek kalbi yorar.
Şu hayatın bize ne büyük darbesi beklediklerimizin hiç bir zaman gelmemesi, gelenlerin ise bizi hak etmemesidir. Bazı insanlar hiç başlamayan hayatlarının bitmesinden korkarlar... Neyi biriktirebilmişler ki kaybetsinler? Sende onlardansın bana göre. Elinde avucunda hiç bir şey kalmamış ama hala yitirmekten korkuyorsun. Kolların boşluğa alışmış ama benimle doldurmaya çalışıyorsun. Bitmişsin ama hiç başlamamış olduğunu anlayamamışsın.
Söylenmiş sözleri duymamışsın, şimdi söylenmemişleri dinliyorsun. Göremediğin şey şuydu: Ben sana hayatımı verdim sen onu balkasının çöpüne attın.
Bana gelince... İyiyim ben. Aşkta özgürlüğün tutsaklıkla başladığını ve aynı zamanda da hayatta aşktan daha önemli şeyler olduğunu öğrendim. Mesela insan olmak...
KEYİFLİ OKUMALAR...
Yorumlar
Yorum Gönder