Bir yıldır olmadığım nezle, Ramazanla beraber usulca giriverdi hayatıma. Sadece girmekle kalmadı çorba gibi karıştırdı bünyemi adeta. Çok zorlandım, sabrettim derken bitti bitecek. Hastalık anında düşündüğüm ve şükretmemiz gereken bir şey geldi aklıma. Hastalık bu bedenimi yoklayıp azıcıkta hırpalayıp kapıyı kapatıp gidiyor. Peki ya kalplerdeki ve akıllardaki hastalıklı düşünce ve hisler? Onlar nezle gibi iki hapşırık yapıp sırtını dönüp gitmiyor. Daha beter bir şekilde vücudumuza büyük bir zararla yapışıp ruhumuzu ve tüm benliğimizi ele geçiriyor. Kıskançlık, öfke, nefret, fesatlık.. say say saymakla bitmeyen o pis iç karartıcı his ve düşünceler... İnsanın bakış açısını karartan, yorgun hissettiren hastalıklı ruh halinden başka bir şey değildir o. Başkalarının yaptığı işleri kendimizde eksiklik varmış gibi hissettirip yanlış fikirlerle aklımızı ve kalbimizi doldurduğumuz olmaması gereken yanlış hislerdir onlar. Bu hislere önem verirsek,
Size muhteşem bir kitapla geliyorum bu sefer. İlk defa bu kitabıyla tanıyorum yazarı. Kütüphane raflarında denk geldiğim arka kapağı okuyunca o an kalbimde bu kitabın sempatik ve sıcak olacağını hissettiğim an hemen aldım ve okumaya başladım. Okuduğum da kimi yerinde gerçekten gözyaşımı tutamadığım kimi yerinde aşkı yüreğimin derinliklerinde hissettiğim ve kimi zamanda anne olmanın zorluklarının ve sorumluluğunun ne kadar fazla olduğunu bir kez daha anlamama yardımcı olan güzel bir eserdi. Konusuna gelecek olursak şöyle; Angel Demarco, bir Hollywood yıldızıdır. Ve hayattan gerçek manada lezzet almadığı için kendini uyuşturucu, sigara alkol, kadın (Allah ne verdiyse mi desem,daha mı doğru olurdu acaba) kendini mutlu etmek için kandırma çabalarındayken, bir gün kalbi buna dayanamaz ve teklemeye başlar ve hastaneye yatırılıp kalp nakli olması gerektiğini öğrenir. Madelaine bir kardiyologtur. Ve bekar bir annedir. 16 yaşında Lina isminde ergen problemleri tavan olan