Ana içeriğe atla

Miraç Çağrı Aktaş - Sen On Yedi Yaşımsın


ARKA KAPAK

Seni 'canımın içi' diye sevecek birini kaybettin.
Şimdi hiç bir can nefes almayacak sana.
Daha çok sevileceğini umarak gittiğin yerde sıkışırsa, kalbin elini kalbine koy. Çünkü o acı benim.
O sıkışmaya sana, bizi bitirme çabalarını ve hiçe sayışlarını hatırlatmaya geleceğim.
Biliyor musun sevgilim? Seni sevdim. Bir insanın hayatında ne kadar çok ve ne kadar güzel sevebilirse, o kadar sevdim.
Bu da benim yenik zaferim...
Sen benim ilk çaresizliğim, sen benim ilk yenilgimsin.

DÜŞÜNCELERİM

İsmini görüp merak ettiğim kitaplardan biriydi. Ve bir gün denk geldi okumalıyım dedim.
Kitap yazarın Zümra adında bir kızı koşulsuz şartsız tüm kalbiyle sevmesinden bahsediyor.Yaşadığı beklentiler ve hayal kırıklıklarını. Aşkına nasıl sahip çıktığını çok naif ifade etmiş. Peki ya Zümra? O da böyle bütün kalbi ve benliğiyle seven adamın aşkını kabul etmiş mi?

Yazar kitabını günlük vari yazmış. Yani o gün nasıl hissediyorsa bir konu seçmiş ve onunla ilgili yazı yazmış. İlk başta hikaye arkasından kısa yazılar mevcut. Biraz Kahraman Tazeoğlu'nun Bukre kitabına benziyor. Ama Bukre'nin tadı ve deneyimli yazısıyla bu kitaptan daha iyi.

Elinize alıp hemen bitireyim tarzından ziyade bir başucu kitabı gibi.Gün gün açıp okuyabileceğin tarzda. Daha çok gençlere hitap ediyor adı üstünde olduğu gibi:)Ama merak edip bende okumak istedim. Bana hitap etmese de iyi ki de okumuşum. Farklı bir deneyim kazandırdı.

Şunu belirtmeden de geçemeyeceğim. Yazarımız genç yaşından bir sürü kitap yazmış. Kimi tarafından beğenilir, kimi tarafından çok basit bulunup eleştirilebilir.(sanki bu biraz ben oluyorum^_^) Bu çok normal. En önemli olan şey şu ki bir şeye yönelip çabalıyor ve bir çok genç tarafından beğeniliyor. Demek ki ulaşmak istediği yere ulaşabilmiş. Bu yüzden saygım sonsuz.

Kitapta en çok beğendiğim yerden alıntı yapıp düşüncelerimi sonlandıracağım:
"Sinemaya gitmeyen, kitap okumayı sevmeyen, bisiklete binip nereye gittiğinin önemi olmaksızın pedal çevirmeyi sevmeyen insanları oldum olası sevmedim, sevemedim. Bunları sevmeyen bir insanın gerçekten sevebileceğini de düşünmüyorum. Kitap okumayı sevmeyen bir insanın seveceğine katiyen inanmıyorum zaten. Çünkü içinde duygu olan bir şeyi sevmeyen biri, insanı da düzgün şekilde sevemez."

KEYİFLİ OKUMALAR...

Not: Küçücük miniminnak tatlış oğluşumla olan kitap resmimize bir maşallahınızı alırız ve yorumlarını bekliyorum. Sevgiler...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A Love So Beautiful Konusu Ve Oyuncuları

Bir Çin dizisiyle karşınızdayım. Rastgele karşıma çıktı bir baktım sardı ve bölümler tık tık geçip gidiyor. Bu dizi farklı ülkelerin dizilerine zaman ayırmam gerektiğini gösterdi bana.Sonuna kadar izleyip yayın yapacaktım ama dayanamadım. Gençlik dizileri insanın içini kıpır kıpır yapan, enerji veren, benim için eski zamanları yad edip gözümden canlandığı sevindirik dizilerdir. işte bu Çin dizisi de lise zamanlarınızda yaşadığınız, ortak olduğunuz ya da yaşayacağınız olayları olabildiğine gerçek ve samimi şekilde anlatmış. Japon dizisi izlemiştim. "Asuko March" isminde. Ha birde BOF'un orijinal versiyonunu "Hana Yori Dango"yu izledim. Japonca çok farklı bir dil. Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğum için diller hep dikkatimi çekiyor istemsizce. Japonca da genellikle t ve k harfleri baskınken, Çince de h ve ş harfleri daha baskın gibi. Sanki ağızlarında bir şey var çıkarmamak için uğraşarak konuşuyorlar gibi:)  Bin sürü Kore dizisinden sonra elbe

Sweet Revenge Note Konusu ve Oyuncuları

Son zamanlarda izlediğim stressiz sıkıntısız sonuna da vardığım lise dizilerinden biri.Aslında bir ve ikinci sezonu varmış.Ben bu diziyi yeni yayın diye izlemeye başladım meğer bu 2017 yılında yayınlanmış.ve ilk sezonuymuş. tam denk geldi diyebilirim. Konusu ise şöyle; Ho Goo-Hee'nin telefonuna bir uygulama mesajı gelir.Kötü geçen ortaokul yıllarından sonra liseyi iyi geçirmeyi umar aksilikler bu isteğini gerçekleştirmesine izin vermez.Her sıkıntı anından yüklemiş olduğu "intikam notu" adlı uygulamaya kullanarak intikam alıp istediği sonuca varır. Az önceden de dediğim gibi şu son zamanlarda izlediğim en sevimli lise dizilerinden biri. Belki oyuncuların tam lise çağında olan yaşları ve kurguyu iyi oynamaları beni çok sevdirdi.  Birde diğer Kore dizileri gibi "son 10 dakika" da koskoca o kadar bölümün güzel bitsin diye yutkunduğumuz anlarda son on dakikada verip bitirmiyorlar.Her bölüm tam istediğimiz şeyleri vere vere "tüh vah" d

Love O2O Konusu Ve Oyuncuları

       Yok böyle bir Çin dizisi. Öyle güzel öyle naif ki aşkları yüreğinizin en derinlerinde hissedeceksiniz. Onlar gibi kalbimin hızla çarptığı ve ellerimin heyecandan titrediği zamanlar bile oldu.      Su içer gibi geçiyor dizinin bölümleri. Nasıl geçiyor ne ara bitiyor anlamadım. Sanırım bende çok özel bir yer edinecek bu güzel dizi.      Diğer dizi konularından oldukça farklı. Hele ki Kore dizileriyle hiç bağdaşmıyor. Mesela Başrol kadın oyuncumuz tam burslu bilgisayar mühendisliği okuyan gayet akıllı, karakterli ve başarılı bir karakter. Diğer dizilerde olduğu gibi kendini asla rezil daha doğrusu bizim dram dediğimiz olaylara sokmuyor. Her sıradan insanın davranması gereken doğal mizaca sahip olması aslında beni kendine bağlayan. Hep derdim neden dizilerde kadın başrol oyuncuları sevimli naif yapacağız diye bence aşağı seviyelere düşüren çok dizi karakteri var. Ve bunlar beni her zaman boğuyor. Hiç mi zeki kadın olmaz dedim. Varmış ve beni bir Çin dizisinde bekliyormuş.