Ana içeriğe atla

Margaret'ın Ruby'e Gizliden Mektubu

       Bazen başa çıkması oldukça zor ve telafisi olmayacak durumların içine pat diye atıveririz kendimizi.

     Bu aralar limoni yaşıyorum. Keşke olmasa ama yaptığım düşüncesizce hatalar(yaşantılar) beni olmadık anda etkileyip anlarımı limoniye çevirebiliyor.

     Bu hatalarla bir şekilde hayatımı devam ettirmeye çalışıyorum şu ara. Her ne kadar düşündükçe beni endişelendirse de yenilmemek için çabalıyorum, dik durmaya çalışıyorum. Aklıma geldikçe derin derin nefes alıyorum. "Olmasa iyiydi" diye hayıflanıyorum. Ne yaparsam mantığıma oturturum diye sayfalarca okuyup çare bulmaya çalışıyorum.

      Böyle bunaldığınız da en önemli şey ailenizin her zaman yanınızda olması. Sizi desteklemesi. Çok şükür ki benim ailemde hep yanımda. Kendime biraz olsun güven geliyor ama tam anlamıyla evet budur deyip inanamıyorum.Tek çözüm derdime beklemek.Zaman her şeyin ilacı. Ya ilaç olacak ban ya da dikkatsizliğimin ceremesini yaşama zamanı sunacak.

      Umudum ilaç olması yönünde tabi ki. Ama kadere inanan biri olarak, kaderin önüne kimse geçemez. Sadece üzüldüğüm konu haksızlık olmasın.

      Böyle anlarda ailenin yanında en yakın olan dostlarıma derdime ortak olması için derdimi açıyorum. Dostlarıma sadece derdimi değil hayatımdaki her şeye ortak ediyorum. Çünkü onlar benim ailemden sonra gelen en önemli insanlar. İyi günlerin yanında işte tamda böyle limoni anlarda en önemli desteklerden biridir aslında dost.

     Çok seviyorum dostlarımı, çok değer veriyorum. Ama nereden bilebilirdim ki bir gün anlattığım konuyla olmadık yerde karşı karşıya kalacağımı. Art niyetin yok olduğunu biliyorum tamamen takılmak amaçlı yaptı. Ama ben bu ara o dertle fazla boğuştuğum için o ne derse bende ona takıldım. O esnada benim incindiğimi hissetmedi. Ya da hissetti ama ok yaydan çıkmıştı bir kere. Laf bir kere çıkmıştı ve o laf benim kalbime dokunmuştu. Ben o esnada sessiz kalmayı tercih ettim. İçim haykırıyordu ama dışım da hiç ses seda yoktu.

     Bu olayda kendime mi kızmalıyım yoksa ona mı hala anlayabilmiş değilim. Bu esna da annemin yıllardır meşhur cümlesi aklıma geldi. "Hayatında kim olursa olsun mutlaka biz çizgi koymalısın." Ve ben her zaman unuturum. Bu sefer olmayacak derim. Ama kaderin cilvesi mi nedir hep bu konuda imtihan oluyorum.

      Bu sıkıntılarla geçen bir günün ardından dost hatasını anladı ve benden bir daha olmayacak diye özür diledi. Affetmemi istedi. Elbetteki küs değilim ve affettim. Sadece kalbim kırık. Duygularım biraz karışık. Sadece içimdeki kırgınlığı atmak biraz zaman alacak.Zaten bu huyumu da sevmem ama belki de bu aramızda ki durum için iyi olacaktır. Sevmediğim huyum ise çok çabucak unutuyorum her şeyi. Bu huyun şu yönü çok güzel hayata daha çabuk adapte olabiliyorum. Çünkü unutmak daha az can yakıyor.

     Ah! Dost ah! Yapmasaydın keşke.Ben sana her şeyimi anlattım. Dert ve mutluluk ortağım ettim.Seninle olan muhteşem ötesi muhabbetimizin önüne hafiften set çekip önüme geçi verdin. Sen şimdi beni böyle incitirsen ben tekrar toparlanıp ne zaman sana tutunacağım. 

     Bunları yazarken az önce bir mucize oldu ve ben derdimin çaresini sonunda buldum. Uzun ve stresli bir kaç günün ardından sonunda istediğim sonucu elde ettim. Kaderim de cereme değil ilacı bulmak varmış. İnşallah seninle de bu kırgınlığım geçip eski muhabbetimizin tadını tekrardan varırız. Her şey senin çabana bakıyor. 

     Tecrübeyle sabitlenen altın bilgiler:
1- Hayatınızda dikkatli adımlar atın. Yoksa yaptığınız bir hata durduk yere anlarınızı tatsızlaştırır.

2- Hata yapsanız bile(herkes yapar) sonuç ne olursa olsun telafi etmeye odaklanın.

3- Umudunuzu kaybetmeyin. Kadere ve mucizelere inanın. Umut ve çaba biterse her şey biter.

4- Ailenizin yanında mutlaka sırtınızı yaslayacak dostlarınız olsun. Bazen dosttur sizi ayakta tutan.

5- Annenizin sözlerini kulak ardına atmayın. Çünkü o yaşamış en canlı tecrübe. Aklınızda bir yerlerde o sözler hep dursun. Mutlaka hayatınızda takıldığınız anlarda o sözler size mucizeler yaratacaktır.

6- Bir daha olmayacak şekilde kendinize çeki düzen verince affedin herkesi. En önemlisi de en sevdiklerinizi. Çünkü affetmek iki taraf için en iyi olandır.

   O zaman bu haftanın konusuyla ilgili en önemli söz Hz Mevlana'dan gelsin.
"Ey can! Kimseyi kırma.Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz."

    Kırmayan, kırılmayan bol hoş sohbetli haftalar dilerim...

NOT: Bu yazı kalbimden geçenleri karalama, günlük vari bir şekilde yazdım.Bundan sonra her hafta bir konu ile ilgili karalamalar yazacağım. Geçen haftanın vefaydı..Bu aralar bu hassas  duyguyu unutur hale geldik. Bugün bunu yazıp haftaya vefayla ilgili mutlaka yazacağım. Okuduğunuz için teşekkürler artı birlerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A Love So Beautiful Konusu Ve Oyuncuları

Bir Çin dizisiyle karşınızdayım. Rastgele karşıma çıktı bir baktım sardı ve bölümler tık tık geçip gidiyor. Bu dizi farklı ülkelerin dizilerine zaman ayırmam gerektiğini gösterdi bana.Sonuna kadar izleyip yayın yapacaktım ama dayanamadım. Gençlik dizileri insanın içini kıpır kıpır yapan, enerji veren, benim için eski zamanları yad edip gözümden canlandığı sevindirik dizilerdir. işte bu Çin dizisi de lise zamanlarınızda yaşadığınız, ortak olduğunuz ya da yaşayacağınız olayları olabildiğine gerçek ve samimi şekilde anlatmış. Japon dizisi izlemiştim. "Asuko March" isminde. Ha birde BOF'un orijinal versiyonunu "Hana Yori Dango"yu izledim. Japonca çok farklı bir dil. Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğum için diller hep dikkatimi çekiyor istemsizce. Japonca da genellikle t ve k harfleri baskınken, Çince de h ve ş harfleri daha baskın gibi. Sanki ağızlarında bir şey var çıkarmamak için uğraşarak konuşuyorlar gibi:)  Bin sürü Kore dizisinden sonra elbe

Sweet Revenge Note Konusu ve Oyuncuları

Son zamanlarda izlediğim stressiz sıkıntısız sonuna da vardığım lise dizilerinden biri.Aslında bir ve ikinci sezonu varmış.Ben bu diziyi yeni yayın diye izlemeye başladım meğer bu 2017 yılında yayınlanmış.ve ilk sezonuymuş. tam denk geldi diyebilirim. Konusu ise şöyle; Ho Goo-Hee'nin telefonuna bir uygulama mesajı gelir.Kötü geçen ortaokul yıllarından sonra liseyi iyi geçirmeyi umar aksilikler bu isteğini gerçekleştirmesine izin vermez.Her sıkıntı anından yüklemiş olduğu "intikam notu" adlı uygulamaya kullanarak intikam alıp istediği sonuca varır. Az önceden de dediğim gibi şu son zamanlarda izlediğim en sevimli lise dizilerinden biri. Belki oyuncuların tam lise çağında olan yaşları ve kurguyu iyi oynamaları beni çok sevdirdi.  Birde diğer Kore dizileri gibi "son 10 dakika" da koskoca o kadar bölümün güzel bitsin diye yutkunduğumuz anlarda son on dakikada verip bitirmiyorlar.Her bölüm tam istediğimiz şeyleri vere vere "tüh vah" d

Love O2O Konusu Ve Oyuncuları

       Yok böyle bir Çin dizisi. Öyle güzel öyle naif ki aşkları yüreğinizin en derinlerinde hissedeceksiniz. Onlar gibi kalbimin hızla çarptığı ve ellerimin heyecandan titrediği zamanlar bile oldu.      Su içer gibi geçiyor dizinin bölümleri. Nasıl geçiyor ne ara bitiyor anlamadım. Sanırım bende çok özel bir yer edinecek bu güzel dizi.      Diğer dizi konularından oldukça farklı. Hele ki Kore dizileriyle hiç bağdaşmıyor. Mesela Başrol kadın oyuncumuz tam burslu bilgisayar mühendisliği okuyan gayet akıllı, karakterli ve başarılı bir karakter. Diğer dizilerde olduğu gibi kendini asla rezil daha doğrusu bizim dram dediğimiz olaylara sokmuyor. Her sıradan insanın davranması gereken doğal mizaca sahip olması aslında beni kendine bağlayan. Hep derdim neden dizilerde kadın başrol oyuncuları sevimli naif yapacağız diye bence aşağı seviyelere düşüren çok dizi karakteri var. Ve bunlar beni her zaman boğuyor. Hiç mi zeki kadın olmaz dedim. Varmış ve beni bir Çin dizisinde bekliyormuş.